Mersin’imizin temmuz ayı sıcakları varken bu konuya değinmek boynumuzun borcu oldu.

Biliyorsunuz ki Mersin denilince akla deniz, kum, güneş, sahil gelir… Haziran ayından sonra plajlarımız dolup taşar.

Pandemiden sonra dikkat ettiğim bir konu ise plajlarımızın ve denizimizin kirliliği…

Mersin’imiz göç aldığından bu yana eskisi gibi vatandaşımız, ilimizin yerli halkı denize gitmek istemiyor.

Geçenlerde bazı haber sitelerinin sosyal medya hesaplarında denizin kirliliği gözler önüne serildi.

Vatandaş, halk isyanda… Belediyeye şikayetler çoğaldı.

Belediyeye şikayet eden vatandaşlar Mersin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü‘ne yönlendiriliyor. Bunun sorumlusu kim? Kim kimi nereye şikayet etmeli? Nasıl sonuç alabiliriz? Önce bu sorulara bir cevap bulmayız….

Her zaman söylediğim gibi belediyeler veya bu konu ile ilgili sorumlu kurumlar daha dikkatli olmalı ve sürekli takipte kalmalı fakat öte yandan da vatandaşımız temizlik konusunda bilinçli olmalı

Temiz buldukları yerleri aynı şekilde bırakmamaları bizim ilimizin kanayan yarası.

Belediyeye şikayet ediyoruz. Temizlik şart, lütfen görevliler sahaya diye ama onlarda nereye kadar takip etsinler…

Bizler de bu konuda onlara yardımcı olmayalıyız.  Karşılıklı bu sorunları çözmeliyiz. Çocuklarımızı, aile bireylerimizi temizlik konusunda yönlendirmeli ve vicdanı değerlerimizi ortaya koymayalıyız. Vicdani değerler diyorum çünkü hem doğamıza ihanet ediyor hem de alın teri ile ter döken belediye personellerimizi zor durumda bırakıyoruz.

Hepimiz el birliği ile dikkat etsek eminim ki bu kadar kötü görüntü ortaya çıkmaz. Tabi bir tek vatandaşımızın dikkat etmesi ile de sorun çözülmüyor. Gerek teknelerin kimyasal atıkları, gerek göçün çoğalması ile birlikte bu sorunlar kat kat büyüme başladı.

Bir an önce Sivil Toplum Kuruluşları, Dernekler, Muhtarlar, Belediyeler ortak bir karar ile hatta ve hatta Valiliğimizin öncülüğünde Akdeniz’in incisi olan Mersin’imizi temiz bir şehir haline dönüştürmek için el birliği ile hareket etmeliyiz.

Mesela;

Palmiye ağaçları veya gölge vermeyen ağaçlardan kurtulup oksijen veren ağaçlar dikmeliyiz. Mersin’i yeşilliklere boğmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Su tüketiminde vatandaşımızı acilen yönlendirmeliyiz.

Park ve bahçelerde güvenlik görevlileri bulundurarak kim nereyi nasıl şekilde bırakıyorsa ceza yazmalıyız.

Sosyal projelerle vatandaşımızı temizlik, hijyen anlamında ödüllendirmeli ve teşvik etmeliyiz.

Denizimize atık bırakan teknelere ağır cezalar uygulamalıyız.

Bu veya bunun gibi aklıma gelmeyen nice projeleri hayata geçirebiliriz.

Vatandaşlarımızında fikrini alıp anketler yaparak bu işi daha da kolaylaştırıp ilimizi az da olsa yaşanabilir şehir haline getirebiliriz diye düşünüyorum.

Denizimize, parkımıza, sahilimize ve önemlisi MERSİN’imize lütfen SAHİP ÇIKALIM….